Avrupa Birliği’nde bugün hala organik tarım üretimi konusunda doğrudan veya dolaylı yoldan çeşitli yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Dolaylı düzenlemeler, tarımsal üretimde yapılan diğer düzenlemeler içinde organik tarımsal üretimi de ilgilendiren maddelerle yapılıyor. Doğrudan düzenlemeler ise sadece organik tarım üretimini konu alıyor. Bu düzenlemelerin hepsi de Ortak Tarım Politikası kapsamında yürütülüyor ve destekleniyor. Organik tarımsal üretim faaliyetleri henüz piyasa talebi gelişen bir üretim dalıdır. Bu yüzden de ortak tarım politikası kapsamında yürütülüyor ve üye ülkelerin kendi koşullarına uygun geliştirdikleri ulusal programlarla yönlendiriliyor. Bu şekilde organik tarımsal üretim faaliyetine yönelik düzenlemeler, günün koşullarına bağlı olarak sürekli değişiyor. En son yapılan düzenleme Gündem 2000 Reform Düzenlemeleri’dir.

Bu kapsamda Ortak Tarım Politikası amaçları şu şekilde belirlenmiştir:

  • Tüketicilere karşı sorumluluk duygusu ile ürün kalitesinin arttırılması ve güvenliğinin sağlanması
  • Çevre koruma yaklaşımının Ortak Tarım Politikası ile bütünleşmesi
  • Üretici kuruluşlara veya birliklere yeni iş olanaklarının yaratılması
  • Avrupa Birliği tarım mevzuatının sadeleştirilmesi

Bu amaçları gerçekleştirebilmek için de, örneğin tütün, yağ ve şarap üretiminde üretim fazlalığını düşüren önlemler alınmakta, kırsal kalkınma için yeni düzenlemeler yapılmaktadır.

Organik tarım yöntemlerinin geleneksel tarım yöntemlerinden en büyük farkı, atıklarda bulunan toprak besin elementlerinin, geri dönüşüm sistemi ile toprağa geri verilebilmesidir. Geleneksel yöntemlerle üretim yapılması durumunda çeşitli kimyasalların çok fazla ve kontrolsüz kullanılıyor olması, büyük miktarda tehlikeli atık ortaya çıkarmaktadır. Bu tehlikeli atıkların ortadan kaldırılması ciddi bir sorun yaratırken, diğer yandan bunların kullanıldığı toprağın besleyici özellikleri de gün geçtikçe düşmektedir.

Oysa organik tarımsal üretimde, ekolojik sistemin zararlılar ve hastalıklarla mücadele konusunda kendine özgü yöntemleri bulunmaktadır. Bu mücadele kapsamında, kimyasal gübrelerin, zirai ilaçların, antibiyotiklerin, çeşitli büyüme hormonlarının ve üzerinde oynanmış genlerin kullanılması kesinlikle yasaktır. Organik tarımsal üretiminde, ekolojik sistemin korunması ve çevre kirliliğinin azaltılması temel yaklaşımdır ve üreticiler buna uygun davranmak zorundadır.

Diğer taraftan organik tarım, sadece bir üretim teknolojisi veya üretim yöntemi değildir. Aynı zamanda bir yaşam şekli veya yaşam felsefesidir. Ama bu gerçek kabul edilmezse ve organik tarım yöntemi yeterince desteklenmezse, organik tarımdan beklenen yararların kısa sürede elde edilmesi mümkün değildir. Böyle olunca üretim düşecek, bu durum fiyatların daha yukarı çıkmasına neden olacak ve organik tarım üretimi zarar görecektir.

Pahalı ve kısa vadeli tarım üretimi yerine, ucuz ve uzun vadeli tarım üretimi mutlaka tercih edilmelidir. Her şeyden önce sağlıklı beslenmek için bu gereklidir.

TÜRCERT belgelendirme kuruluşu aynı zamanda tarımsal ürün belgelendirme çalışmaları da yapmaktadır. Organik tarım ve geleneksel tarım yöntemleri hakkında daha geniş bilgi ihtiyacı duyan ya da Organik Tarım Belgesi almak isteyen kuruluşlar, hemen TÜRCERT belgelendirme kuruluşunun uzman yönetici ve çalışanlarına başvurabilirler.