Denetimsiz ve bilinçsiz şekilde gelişen sanayileşmenin yanı sıra dünya nüfusunun da hızla yükselmesi, insan ve çevre sağlığı konusunda ciddi problemler yaratmaktadır. Bu problemlerin başında, tarımda üretim artışını elde etmek için çok çeşitli kimyasal maddelerin yaygın bir şekilde kullanılması gelmektedir. Gerçekten de bu uygulama tarımsal verimliliği arttırmaktadır, ancak diğer taraftan hem kullanılan sentetik kimyasal maddelerin tarımsal ürünlerde bıraktığı kalıntılar, hem de sentetik mineral gübrelerin yeraltı sularına karışması ve bu şekilde içme sularında meydana getirdiği olumsuzluklar, insanların sağlığı bakımından büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

Bu durum karşısında özellikle gelir seviyesi yüksek olan gelişmiş ülkelerde ve daha birçok ülkede, bilinçli tüketicilerin sayısı artmakta ve bunlar doğal dengeye zarar vermeyen, insanların ve diğer canlıların sağlığını tehlikeye atmayan gıda maddeleri talep etmekte ve tüketmektedir.

Aslında ülkemiz, coğrafi yapısı ve sahip olduğu doğal varlıklar bakımından dünyada çok önemli bir konuma sahiptir. Bitkisel gen kaynakları açısından da dünyada sayılı ülkelerden biridir.

Bilimsel tanımı ile ekolojik tarım, ya da insanlar tarafından söylendiği şekli ile organik tarım faaliyetleri, ülkemizde yasal düzenlemelerle belirlenmiştir ve üretim çalışmaları tarafsız ve bağımsız denetim ve belgelendirme kuruluşları tarafından denetlenmektedir.

Organik tarım ürünleri bugün dünyanın her yerinde insanların bilinçlenmesi paralelinde giderek artan bir talep haline gelmiştir ve pazar payı çok hızlı büyümektedir. Üretim artışı getiren sentetik mineral gübreler veya sentetik kimyasal tarım ilaçları gibi tarımsal girdilerin çok fazla kullanılmasına bazı sınırlamalar getirilmeye çalışılmaktadır.

Geleneksel tarım olarak tanımlanan bu yöntemde tarımsal üretim belli bir düzeyde artış sağlasa da ciddi boyutta çevre kirliliği yaratmakta ve doğanın ekolojik dengesi tahrip olmaktadır. Bu nedenle doğal dengeyi bozmayan, çevreyi kirletmeyen ve insanların ve diğer canlıların sağlığını tehdit etmeyen temiz ürünler üretmek önemli olmuştur. Ekolojik tarım bunları hedef alan bir üretim sistemidir.

Ekolojik tarım, Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Avrupa Birliği ülkeleri tarafından geleneksel tarımsal üretime alternatif olarak kabul edilen bir üretim şeklidir. Ekolojik tarım, çeşitli ülkelerde biyolojik tarım veya organik tarım olarak da anılmaktadır. Ülkemizde yasal düzenlemelerde ekolojik tarım ifadesi kullanılmaktadır.

Kısaca ekolojik tarım şu hedeflere ulaşmayı amaçlayan alternatif bir üretim şekli olmaktadır:

  • Ekolojik sistemde bilerek veya bilmeyerek yapılan yanlış uygulamalar sonucunda bozulan doğal dengenin yeniden kurulmasını sağlamak
  • İnsanlara ve doğal çevreye dost üretim sistemlerini yaygınlaştırmak
  • Genel olarak sentetik kimyasal tarım ilaçları, mineral gübreler ve hormonların kullanılmasının önüne geçmek
  • Tarımsal faaliyetlerde organik ve yeşil gübreleme, münavebe ile ekim, toprağın korunması, bitkinin direncini arttırma ve doğal düşmanlardan yararlanma yöntemlerine yönelmek
  • Üretimde sadece miktar artışını değil, aynı zamanda ürün kalitesini de yükseltmek

Bu amaçlara uygun üretim yapılması durumunda doğayı koruma bilinci oluşmakta ve işletmeler ve tüketiciler, gıda maddlerinin üretilmesi, tüketilmesi ve atık olması aşamalarında, çevre üzerindeki olumsuz etkilerine daha çok önem vermektedir. Ekolojik üretim yöntemleri ile üretilen gıda maddelerinin piyasalara sunulmasında kontrol ve belgelendirme çalışmaları da etkili olmaktadır. Tüketiciler ekolojik yöntemler ile üretilen ürünler üzerinde yer alan etiketlere daha fazla güvenmektedir.

Bu bakımdan TÜRCERT Teknik Kontrol ve Belgelendirme A.Ş. ekolojik ürünlerin belgelendirme çalışmalarına esas olmak üzere, tamamen ülkemiz koşulları dikkate alınarak ECOmark Ekolojik Ürün standardını geliştirmiştir. Üzerinde ECOmark etiketini taşıyan ürünler, tüketicilerin bu ürünlere daha fazla yönelmesini sağlamaktadır.

ECOmark standardı, sadece Avrupa Birliği ülkelerine gönderilecek ekolojik ürünler için değil, dünyanın her yerine gönderilecek ürünler için, tüketicilerde güven duygusu yaratmaktadır.