Gıda güvenliği, son yıllarda sadece ülkemiz değil bütün yabancı ülkeler açısından da, bir yandan ekonomik boyutu bir yandan da insanların sağlığı açısından gittikçe önem kazanmıştır. Gıda maddeleri yüzünden insanların sağlıklarının bozulması, ekonomik kayıpların yaşanması ve bir takım sosyal problemlere neden olması yüzünden bu önem günden güne artmaktadır.

Yasal düzenlemeler ve yerli ve yabancı standartlar ile belirlenen kriterler ve sınır değerlerin üzerine çıkılması durumunda gıda maddelerinde bulunabilecek biyotoksinler, kimyasal bulaşıcı maddeler, mikotoksinler, mikrobiyolojik tehlikeler ve gıda katkı maddeleri, insanların sağlığı için zararlı olmaktadır. Bugün gıda maddelerini işleme, üretme, dağıtım ve tüketim aşamalarında yaşanan köklü değişimler neticesinde dünyanın her yerindeki tüketiciler, tüketilen gıda maddelerinin güvenliği konusunda emin olamamakta ve gıdalardan kaynaklanan problemleri yakından izlemektedir.

Gıda kaynaklı problemler sadece sağlık problemleri yaratmakla kalmamakta, aynı zamanda ülkelerin sosyal ve ekonomik yapılarını da etkilemektedir. Gıda ticareti küresel anlamda, gıda maddesi ihraç eden ülkelere döviz kazandırırken ve gıda sektörüne katma değer kazandırırken, aynı zamanda ulusal gelire de katkı sağlamaktadır. Eğer gıda kaynaklı riskler devam edecek olursa, bu durum toplumun her kesiminde ciddi sağlık problemlerine yol açacak, çalışanların iş verimi düşecek ve ekonomik kayıplar yaşanacak demektir.

Gıda maddeleri artık modern teknolojik yöntemlerle üretilmekte ve çok uzak ülkelere bile kısa sürede ulaştırılmaktadır. Ancak yaşanacak gıda kaynaklı herhangi bir problem de aynı şekilde çok uzak ülkelere çok kısa sürede taşınabilmektedir. Yirmibirinci yüzyılın hemen başında Avrupa’da yaşanan dioksin problemi bunun en canlı örneğidir. İki hafta içinde dioksin maddesi bulaşmış yemler 1500’den fazla çiftliğe gönderilmiştir. Bu yemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen gıda maddeleri de başka kıtalarda birçok ülkeye birkaç hafta içinde yayılmıştır. Bu olayın ekonomik ve sağlık yönünden etkileri hala güncelliğini korumaktadır.

Gelecekte de bu tür riskler ile karşılaşmamak için FSSC 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi standardı çok büyük fayda sağlamaktadır. Bunun yanında bu standardın sağladığı başlıca faydalar şu şekilde sıralanabilir:

 

  • Ön gereksinim programları ile gıda maddeleri üretimini güvenceye almak
  • Gıda maddeleri kalitesini yükseltmek
  • Üretim faaliyetlerinde bir disiplin oluşturmak
  • Uluslararası alanda pazarlara girişte öncelik elde etmek
  • Bütün çalışanların ortak sorumluluğunu sağlamak ve bu şekilde etkin bir otokontrol sistemi uygulamak
  • Tedarik zincirinde güven oluşturmak