Dünyadan gittikçe ticaretin önündeki sınırlamalar kalkmaktadır. Dünyada ticaret çok uluslu bir nitelik kazanmıştır. Gloaballeşme ya da küreselleşme, üretilen mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı olarak görülmektedir ve bu anlayış yeni yaklaşımlar getirmektedir. Ticarette sınırlar kaldırılıyor ama diğer yandan insanların kandırılmasını engelleyen, insan, hayvan ve çevre güvenliğini tehdit eden anlayışlarından da uzak durmak gerekiyor. Bu yüzden bu tip ürünlerin dolaşımına engel olmak ve aksi davranan kuruluşlara yaptırım uygulamak gerekiyor. Bu şekilde risk taşıyan ürün ve hizmetlerin yasaklanması yönündeki politikalar kabul görmektedir. Amaç malların serbest dolaşımını engellemek değil, kötü niyetli davranışlara engel olmaktır.

Avrupa Birliği, 1969 yılında, ulusal düzenlemeler arasındaki farklılıklar nedeniyle ortaya çıkan ticarette, teknik engellerin ortadan kaldırılması için genel programa dayanan bir yaklaşımı yürürlüğe koymuştur. Buyaklaşım Klasik Yaklaşım olarak bilinmektedir. Bu yaklaşım, yasal düzenlemeler ile aynı etkiye sahip bütün standartları uyumlaştırmaya yöneliktir. Hazırlanan direktifler en ince ayrıntıya kadar inmiştir ama hızla gelişen teknolojiye ayak uydurmakta zorlanmıştır.

Bunun üzerine Avrupa Birliği, Klasik Yaklaşım programından vazgeçmiş ve 1985 yılından itibaren Yeni Yaklaşım politikasını uygulamaya başlamıştır. Bu politika ürün standartlarının uyumlaştırılması yerine, benzer ürünlerin bir grupta toplanmasını ve genel bir teknik doküman oluşturulmasını sağlamıştır. Arkasından Global Yaklaşım programı ile bu program desteklenmiştir. Bu yeni yaklaşım test ve belgelendirme işlemlerini de sisteme dahil etmiştir.

Avrupa Birliği 1985 yılından bugüne çeşitli ürün grupları için Yeni Yaklaşım Direktifleri’ni uygulamaktadır. Bu direktifler özellikle insan ve hayvanların sağlık ve güvenliği konusunda, sonrasında çevre koşulları ve tüketiciyi koruma konusunda uyulması gereken zorunlu koşulları belirlemektedir. Bu yaklaşıma göre, Avrupa Birliği standartlarına uyum yerine, ürün grupları için asgari güvenlik gerekleri göz önünde tutulmakta ve bir takım zorunlu teknik düzenlemeler getirilmektedir. Kısaca ürünlerin tek tek standartlarının uyumlaştırılması yerine, birbirine benzeyen ürünler aynı grupta toplanmakta ve tek bir direktif ile asgari güvenlik koşulları sağlanmaya çalışılmaktadır.

Bu direktifler ürünlerin, kullanım amacına uygun olarak doğru bir şekilde monte edilmesini, bakımlarının yapılmasını ve kullanım sırasında insanların, hayvanların ve eşyanın güvenliğini tehlikeye atmamasını hedeflemektedir. Ancak bu şekilde üretilen ve piyasaya verilen ürünler, tüketiciye sunulmaktadır. Bugün için belirlenen ürün grubu sayısı 24’tür.

CE dilimize Avrupa’ya Uygunluk olarak çevrilebilir (European Conformity). CE etiketi taşıyan bir ürün, insanların, hayvanların, bitkilerin ve eşyanın can, mal ve hertürlü güvenliği açısından Avrupa Birliği’nin ilgili direktiflerinde belirlenen koşullara uygunluğun bir göstergesidir. CE etiketi ürünün kalitesi ile ilgili değildir. Bir ürün son derece güvenlikli üretilmiş olabilir ama kaliteli olmayabilir.

TÜRCERT belgelendirme kuruluşu sadece belgelendirme çalışmaları yapmamakta, bunun yanında çeşitli muayene ve test çalışmaları gibi teknik hizmetler de vermektedir. Bu nedenle, CE işareti konusunda daha fazla bilgi almak istenirse, TÜRCERT belgelendirme kuruluşunun deneyimli yönetici ve çalışanları her zaman yanınızda olacaktır.